gebelikte kanama

Gebeliğin ilk haftalarında kanama yaşayanlar için bu durum çoğunlukla yerleşme kanaması olarak bilinmektedir. Öte yandan tahmin edilenden uzun süren ve durmayan kanamalarda mutlaka hekime başvurulmalıdır. İlk haftalarda kanama yaşayan anne adayları için aşağıdaki adımları izlemek de yardımcı olabilir:

  • Hekime detaylı bilgi verilmesi: Kanamanın türünün, miktarının ve diğer semptomların net bir şekilde açıklanması önemlidir. Ayrıca, kanamanın yoğunluğu, rengi, süresi ve eşlik eden ağrı veya kramp olup olmadığı da belirtilmelidir.
  • Tavsiyelere uymak: Anne adayına mevcut durumu hakkında daha fazla bilgi vermek amacıyla muayeneler ve bazı testler yapılabilir. Bu süreçte kanamanın nedenini belirlemek ve gebeliğin durumunu değerlendirmek için ultrason taraması veya kan testleri de istenebilmektedir. Bu sayede gerekli önlemleri almak için yol haritası çıkarmak mümkün olacaktır.
  • Dinlenmek ve bazı aktiviteleri sınırlandırmak: Kanama devam ederken, dinlenmek ve aşırı fiziksel aktivitelerden kaçınmak önemlidir. İstirahat, kanamanın azalmasına ve vücudun iyileşmesine yardımcı olabilir.
  • İlaç kullanımı konusunda hekime danışmak: Hamilelik döneminde, bitkisel içerikli olsa dahi herhangi bir ilaç kullanmadan önce onay almak çok önemlidir. Bu dönemde kullanılan bazı ilaçlar, özellikle kanama durumunda zararlı olabilmektedir.

Gebelikte kanama nedir?

Gebelikte kanamada anne adaylarının sıklıkla olumsuz algıladığı bir durumdur. Bununla birlikte kanamaya yol açan birçok farklı sebepten söz etmek de mümkündür.

Bunların bazıları ciddi bir sorunun habercisi olmakla birlikte, birçoğu aslında önemli olmayan nedenlere bağlıdır. Her iki ihtimalde de kanamanın nedenini belirlemek ve uygun tedavi yöntemlerini tespit edebilmek amacıyla mutlaka bir sağlık uzmanı ile iletişime geçmek önemlidir.

Hamilelik döneminde yaşanan kanama ve lekelenmeler kadınların neredeyse 4’te birinde görülen olağan bir durumdur. Çoğu durumda önemli olmayan faktörlere bağlı olarak bir miktar kanama ve lekelenme görülebilmektedir.

Hamilelikte kanama ve lekelenme her zaman bir sorun olduğu anlamına gelmese de bazen düşük veya diğer ciddi komplikasyonların bir işareti de olabilmektedir. Bu nedenle her durumda uzman hekim kontrolünden geçilmesi tavsiye edilir.

Gebelikte kanama olur mu?

Kanama veya lekelenme, hamile kalınan andan doğum öncesine kadar herhangi bir zaman diliminde olabilmektedir. Lekelenme olarak isimlendiren durum, normal kanamadan farklı olarak çok daha hafif düzeydeki kanamaları içermektedir.

Buna göre lekelenme, iç çamaşırında fark edilen birkaç damla kandan ibaret olabilmektedir. Hamilelik sırasında, özellikle de ilk üç aylık dönemde görülen lekelenmeler genellikle endişe verici değildir.

Öte yandan iç çamaşırını kaplayacak, ped kullanma ihtiyacı gerektirecek ve hatta dışarı taşacak düzeydeki daha ağır kanamalar ise çoğu zaman muayene ve ultrason görüntülemesi gerektirmektedir.

Bu noktada hem annenin hem de fetüsün sağlığından emin olabilmek adına detaylı birtakım testler istenebilir. Kanamanın şiddeti, süresi ve diğer semptomlar da gebelikte kanamanın nedenini belirlemek için önemlidir.

Gebelikte kanama neden olur?

Gebelik sırasında kanama farklı nedenlerden dolayı ortaya çıkabilmektedir. Bununla birlikte kanamaya yol açan faktörleri trimester dönemlerine göre sınıflandırmak da mümkündür.

İlk trimesterde kanama ve lekelenme yaygın olarak görülmektedir. Çoğu endişe verici bir soruna bağlı olmayan kanamalara yol açan durumlar ise şunlardır:

  • İmplantasyon kanaması: Gebeliğin erken dönemlerinde, embriyo rahim duvarına yerleşirken hafif bir kanama olabilir. Bu genellikle hafif lekelenme şeklinde olur ve erken dönem belirtilerinin normal bir parçası olarak kabul edilir.
  • Ektopik gebelik: Ektopik gebelik, döllenmiş yumurtanın rahim dışında (genellikle fallop tüplerinde) implantasyonu durumudur. Ektopik gebelik, dış gebelik olarak da bilinir ve kanamaya, karın veya pelvik bölgede şiddetli ağrıya neden olabilir. Bu durum acil bir tıbbi durumdur ve müdahale gerektirir.
  • Molar gebelik: Döllenmiş bir yumurtanın rahme implante olduğu, ancak fetüs yerine bir tümörün oluştuğu nadir bir durumdur.
  • Subkoryonik hematom: Rahmin içindeki embriyoyu çevreleyen zarlardan birinin kanaması durumu olarak açıklanabilir. Subkoryonik hematomlar genellikle müdahale gerekmeksizin kendiliğinden düzelmektedir.
  • Servikal polipler: Artan östrojen seviyeleri nedeniyle gebelikte kanayan serviksin kanserli olmayan bir büyümesine işarettir.
  • Düşük: Gebeliğin erken dönemlerinde veya ortalarında düşük meydana gelebilir. Düşük sırasında, vajinal kanama, karın krampı ve doku parçalarının atılması görülebilir.

Gebeliğin ikinci yarısında görülen kanama, genellikle daha ciddi durumlarla ilişkilendirilmektedir. İkinci veya üçüncü trimesterde kanamanın en yaygın nedenleri ise şunlardır:

  • Plasenta previa: Plasenta previa, plasentanın rahim ağzının yakınında veya üzerinde yer aldığı durumdur. Bu durumda, rahim genişledikçe plasenta kanama yapabilir ve vajinal kanamaya yol açabilir. Plasenta previa, yüksek riskli bir durumdur ve doktor tarafından yakından takip edilmelidir.
  • Plasental ayrılma: Plasental ayrılma, plasentanın normal yerinden ayrılmasıdır. Bu durumda şiddetli karın ağrısı, sırt ağrısı ve vajinal kanama meydana gelebilir. Plasental ayrılma acil bir durumdur ve hemen tıbbi müdahale gerektirir.
  • Preterm doğum: Doğumun, gebeliğin 37. haftasından daha gerçekleştiği bu durum erken doğum olarak da bilinmektedir. Erken doğum eyleminin diğer belirtileri ise kasılmalar, kramplar veya zarların yırtılmasıdır.
  • Rahim ağzı yetmezliği: rahim ağzının erken açılması veya zayıflaması durumudur. Normalde, rahim ağzı sıkı bir şekilde kapalıdır ve gebelik süresince kademeli olarak açılır. Ancak bazı durumlarda, rahim ağzı erken ve istemeden açılabilir. Bu da erken doğuma yol açabilir.
  • Doğuma yakın normal kanama: Hamileliğin sonlarına doğru ortaya çıkan mukusla karışık hafif kanama, doğumun başladığına bir işarettir. Bu, vücudun kendisini doğuma hazırladığı normal sürecin bir parçasıdır.
  • Düşük: 20. haftadan sonra gebeliğin kaybedilmesi durumudur ve ölü doğum olarak da bilinmektedir.

Gebelikte kanama alanı nasıl geçer?

Gebelik sırasında rahim içinde kan birikmesi durumu “retroplasental hematom” veya “subkorionik hematom” olarak adlandırılır. Bu durum, plasentanın rahim duvarına veya rahim içine yerleştiği alanlarda kanama ve kan birikmesi olması anlamına gelmektedir. Bu nedenle kese içindeki bir “kanama alanı” olarak da isimlendirilebilir.

Retroplasental hematom veya subkorionik hematom genellikle plasenta ve rahim duvarı arasındaki bağlantı dokusunda bir yırtılma veya kan damarlarının hasar görmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Böyle bir durumda kan, rahim içinde bir boşlukta veya plasentanın etrafında birikir. Rahim içinde kan birikmesinin ve kanama alanı oluşmasının belirtileri arasında şunlar yer alabilir:

  • Vajinal kanama: Retroplasental hematom genellikle vajinal kanama ile ilişkilidir. Kanama hafif (lekelenme veya hafif kanamayla sınırlı) veya daha şiddetli olabilir. Kan rengi ise genellikle koyu kırmızı veya kahverengidir.
  • Karın ağrısı: Retroplasental hematom ile ilişkili olarak karın veya pelvik bölgede ağrı hissedilebilir. Ağrı genellikle kanamanın şiddetine bağlı olarak değişebilmektedir.
  • Rahim kasılmaları: Kan birikmesi, rahim kasılmalarına neden olabilir ve bazı kadınlar rahimde hafif veya orta düzeyde kasılmalar yaşayabilir.

Retroplasental hematom genellikle kendiliğinden düzelen ve kalıcı sorun oluşturmayan bir durumdur. Ancak bazen, büyük bir hematoma bağlı olarak plasenta ayrılması riski artabilir, bu da ciddi kanama ve bebeğin beslenme ve oksijen almasının zorlaşmasına neden olabilir. Bu nedenle sorunun göz ardı edilmemesi ve uzman hekim kontrolünde gerekli tedavilerin yapılması önemlidir.

Kanama alanı tedavisi ise genellikle aşağıdakiler de dahil olmak üzere birtakım destekleyici yöntemleri içermektedir:

  • İstirahat: Anne adayına, kanamanın durumuna bağlı olarak istirahat etmesi önerilebilmektedir. Günlük aktiviteleri kısıtlamak ve yatak istirahati uygulamak, kanamanın azalmasına ve rahmin dinlenmesine yardımcı olabilir.
  • Cinsel ilişkiden kaçınmak: Cinsel aktivite hamilelikte kanama riskini artırabilen bir durumdur. Bu nedenle gebeliğin belirli bir döneminde veya kanamanın devam ettiği süre boyunca cinsel ilişkiden kaçınmak önemlidir.
  • Egzersiz kısıtlaması: Anne adayının özellikle kanama dönemlerinde ağır egzersiz veya ağır fiziksel aktivitelerden kaçınması tavsiye edilmektedir. Rahim içindeki kan birikmesinin büyüklüğüne ve kanama miktarına bağlı olarak, egzersiz sınırlamaları veya hafif egzersizlere geçiş yapılması gerekebilir.
  • Ultrason takibi: Rahim içindeki kanamanın durumunu izlemek adına hekim tarafından düzenli ultrasonografi taramaları yapılması da istenebilmektedir. Bu taramalar, kanamanın boyutunu, plasenta durumunu ve bebeğin gelişimini değerlendirmek için kullanılır.
  • İlaç tedavisi: Bazı durumlarda, kanama riskini azaltmak adına anne adayından progesteron hormonu veya diğer bazı ilaçları kullanması istenebilmektedir. Ancak ilaç tedavisi her durumda uygun olmayacağı nedenle mutlaka hekim tarafından planlanmalıdır.

Her durumda, gebelikte rahim içinde kan birikmesi olan retroplasental hematomun tedavisi, durumun ciddiyetine, kanamanın şiddetine ve gebeliğin ilerleyişine bağlı olarak değişebilir. Bu noktada doktorun, kişiye özel tedavi planını belirlemesi ve düzenli takip sağlaması önemlidir.

Boş gebelikte kanama ne zaman başlar?

Boş gebelik, döllenmiş yumurtanın rahim içine yerleşmediği veya embriyonun gelişmediği durumu ifade etmektedir. Boş gebelikte, gebelik testi pozitif çıkar ve bazen hafif kanama veya lekelenme görülebilir. Ancak, bu tip gebeliklerde kanamanın başlama zamanı kişiden kişiye ve gebeliğin durumuna bağlı olarak değişebilmektedir.

Boş gebelikte kanama genellikle hamileliğin ilerleyen haftalarında başlamaktadır. Yumurta kesesi, rahim içine yerleştiğinde ve embriyo gelişmediğinde, rahim iç duvarı embriyonun yokluğunu fark eder ve kanama başlar.

Bu genellikle gebeliğin 5 ila 12. haftası arasında gerçekleşir. Ancak, bazen kanama daha erken veya daha geç dönemde de başlayabilir.

Boş gebelikte kanamanın miktarı ve süresi kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Bazı kadınlar hafif bir lekelenme veya kanama yaşarken, diğerleri daha yoğun ve uzun süren bir kanama yaşayabilir.

6 haftalık gebelikte kanama normal mi?

Gebeliğin ilk haftalarında görülen yerleşme kanaması sonrasında özellikle 6 ila 8. haftalar arasında “plasental shift” adı verilen bir devir teslim kanaması görülebilmektedir. Bu, yumurtalıklardan salgılanan progesteron hormonu salgısının bebeğe devredilmesi anlamına gelir.

Çoğunlukla lekelenme veya hafif kanama şeklinde görülen bu kanamalar ağrısız ve tehlikesizdir. Bununla birlikte, gebelikte kanama her zaman dikkate alınması gereken bir durumdur ve bir sağlık uzmanına bilgi vermek de önemlidir.

Öte yandan hormonal değişiklikler ve rahimdeki kan damarlarının genişlemesi ve hassaslaşması sonucunda da kanamalar meydana gelebilmektedir.

Gebelikte kanama ve kasık ağrısı tehlikeli mi?

Gebelik döneminde hafif kasık ağrıları yaygın bir durumdur ve genellikle normal kabul edilir. Ancak, herhangi bir ağrının şiddeti, süresi ve eşlik eden semptomlar dikkate alınmalıdır. Tıpkı lekelenme ve kanamalarda olduğu gibi kasık ağrısına yol açan faktörler de tehlikeli veya olağan olabilmektedir. Buna göre gebelikte kasık ağrısına neden olan bazı durumlar ve olası riskleri şunlardır:

  • Ligament gerilmeleri: Gebelik ilerledikçe, rahim büyür ve bağ dokuları ve ligamentler gerilir. Bu durum, kasık bölgesinde hafif ağrılara neden olabilir. Genellikle normaldir ve dinlenme ile geçer.
  • Rahim büyümesi: Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde rahim büyümekte ve çevre organlara baskı yapmaktadır. Bu da bazen kasık ağrısına neden olabilir.
  • Sindirim sorunları: Gebelikte hormonal değişiklikler ve rahim büyümesi, sindirim sistemi üzerinde etkili olabilir. Bu da kabızlık, gaz veya şişkinlik gibi sindirim sorunlarına neden olabilir ve bazen kasık ağrısıyla ilişkilendirilebilir.
  • İdrar yolu enfeksiyonları: Gebelik sırasında idrar yolu enfeksiyonu riski artar ve bu da kasık ağrısına neden olabilir. İdrar yaparken yanma, sık idrara çıkma veya idrarda kan gibi semptomlar eşlik ediyorsa, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
  • Preeklampsi: Gebelik sırasında ortaya çıkan ve yüksek tansiyon ile birlikte böbrek, karaciğer ve diğer organ sistemlerinde işlev bozukluğuna neden olan bir durumdur. Preeklampsi genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkar, ancak bazen daha erken dönemde de gelişebilir. Nadiren görülen bu durum, kasık ağrısı sebeplerinden biri olabilir.

Kasık ağrısının ciddi bir sorun belirtisi olabileceğini gösteren birtakım işaretlerden söz etmek mümkündür. Buna göre hamilelikte yaşanan kasık ağrısına eşlik eden şu durumlar, acil tıbbi yardım gerektirebilir:

  • Şiddetli veya dayanılmaz ağrı,
  • Kanama veya vajinal akıntı,
  • Şiddetli baş dönmesi veya bayılma,
  • Ateş,
  • Bulantı veya kusma,
  • İdrar yaparken şiddetli yanma veya ağrı.

Gebelikte kanama rengi nasıldır?

Gebelikte kanama rengi genellikle kanamanın nedenine ve gebeliğin dönemine bağlı olarak değişebilir. Bununla birlikte çoğunlukla bir soruna işaret eden kanamaların yoğun şekilde devam ettiğini söylemek mümkündür. Gebelikte görülen farklı kanama renklerinin olası işaretleri şu şekildedir:

  • Kırmızı renk kanama: Gebelikte kırmızı kanama, taze kan olarak adlandırılır. İlk adet dönemlerindeki kanama gibi olabilir. İmplantasyon kanaması, dış gebelik veya düşük gibi durumlarla ilişkilendirilebilir. Eğer kırmızı kanama şiddetli ise veya aşırı miktarda ise bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
  • Kahverengi ve lekelenme şeklinde kanama: Gebelikte kahverengi lekelenme veya hafif kahverengi akıntı, genellikle eski kana işaret etmektedir. Bu tür lekelenmeler implantasyon kanaması olarak adlandırılır ve gebeliğin erken dönemlerinde görülebilir. Gebelikte hormonal değişiklikler de kahverengi lekelenmelere neden olabilir. Ancak, sürekli veya artan şiddette kahverengi kanama durumunda mutlaka uzman hekime başvurmak gerekmektedir.
  • Pembe lekelenme: Gebelikte pembe lekelenme, kanama miktarı çok az olduğunda görülebilir. Bu genellikle implantasyon kanamasıyla ilişkilendirilir.
  • Siyah renkli kanama: Gebelikte siyah renkteki kanama genellikle eski kan olarak adlandırılır. Gebeliğin erken veya geç dönemlerinde görülebilir. Bu, çoğunlukla bebeğin rahim içine yerleşmeye ve tutunmaya çalıştığını gösterir. Siyah renkli kanama genellikle ciddi bir sorunu göstermez, ancak sürekli veya artan bir şekilde devam ederse doktora danışmak önemlidir.

Herhangi bir gebelik dönemindeki kanama durumunda, kanamanın şiddeti, süresi ve eşlik eden semptomlar da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu şekilde, doğru tanı konulabilir, gereken tedavi yapılabilir veya önlemler alınabilir.

Unutulmamalıdır ki her kadın ve her gebelik süreci farklıdır. Bu nedenle olası bir kanama durumunda da kişiye özgü tanı sürecini ve tedaviyi ancak profesyonel bir sağlık uzmanı yönetebilir.