bingildak

Bıngıldağı erken kapanan bebekler zeki olur inancı yanlıştır. Bıngıldağın erken kapandığı durumlarda beyin gelişiminde fonksiyon kayıplarının yaşanması gerçekleşebilir.

Bu yaygın ve yanlış inancın aksine bıngıldağın erken kapanması, bebeğin kafa içerisindeki basıncının artmasına bağlı olarak görme ve işitme problemlerine ve çeşitli zihinsel sorunlara yol açabilmektedir.

Bıngıldak neresi?

Fontanel olarak da bilinen bıngıldak, yeni doğmuş bir bebeğin kafatasının yumuşak noktası olarak adlandırılan bölgesidir.

Bebeğin beyninin ve kafatasının normal şekilde büyüyebilmesi ve gelişebilmesi adına bıngıldak, benzersiz bir özelliktir. Doğum sonrası muayene rutinlerinde bu bölge, uzman hekim tarafından kontrol edilmektedir.

Bıngıldak nedir?

Yeni doğmuş bir bebeğin başının üst kısmında, kemiklerin arasında yumuşak bir nokta olarak hissedilebilen bıngıldak, bu bölgedeki kemiklerin birleşme noktaları arasında oluşan bağ dokuları bütünüdür.

Doğan bir bebeğin kafatası, birleştirici hatlar olarak da bilinen ve sütür adı verilen fibröz eklemlerle birbirine bağlanan plakalardan oluşmaktadır. Bunlar baklava dilimi şeklindeki kemik bölümlerdir.

Bu sütürler aynı zamanda doğumun ardındaki ilk yıllarda bebeğin kafasının doğru bir biçimde büyümesini mümkün hale getirmektedir.

Buna göre bebeğin kafatasında 2 adet fontanel bulunduğu bilinmektedir. Sütürler bebeklik döneminde esnek kalır ve beyin büyüdükçe kafatasının da genişlemesine izin verir. En büyük fontanel ise öndedir. Bu bölgeye parmağınızı dokundurduğunuz da bazen kalp gibi bıngıldak atması durumunu hissedebilirsiniz.

Kafatası plakalarının birleştiği deri kaplı bu boşluklar, başın ön ve arka kısmında ayrı ayrı bulunmaktadır. Öyle ki ön bıngıldak bebeğin başının üst kısmında bulunurken, arka bıngıldak ise bebeğin başının arkasında konumlanmaktadır.

Bıngıldak ne zaman kapanır?

Arka bıngıldak genellikle bebeğin 2 aylık olduğu dönemde kapanmaktadır. Ön fontanel ise bebeğin 4 ila 26 aylık olduğu herhangi bir zaman diliminde kapanabilmektedir.

Öte yandan ortalama her iki bebekten birinde bıngıldağın kapanması, ilk 14 ay içerisinde gerçekleşmektedir. Ayrıca, bazı durumlarda bıngıldağın erken kapanma durumu da söz konusu olabilmektedir.

Bu durum birkaç farklı nedenden dolayı meydana gelebilir. En bilinen sebepler arasında şunlar sayılabilmektedir:

  • Bebekte hipertiroidizm olarak da bilinen yüksek tiroid hormonu seviyelerinin olması,
  • Hiperparatiroidizm ismiyle tanınan yüksek paratiroid hormonu seviyelerinin bulunması,
  • Bebeğin kafatasındaki kemik plakaları arasındaki bir veya daha fazla lifli eklemin, beyin büyümesi tamamlanmadan çok daha önce kaynaşması olarak açıklanabilen kraniosinostoz olması,

Kraniosinostoz durumunda beyin büyümeye devam ederken, kafatasını içeriden itmektedir. Ancak, bu alan kapalı durumda olduğu nedenle genişleme mümkün olmamaktadır. Bu da bebeğin kafatasının alışılmadık bir şekle sahip olmasına yol açabilmektedir.

Bu nedenle bebeğin bıngıldaklarının erken kapandığı durumlarda, kafatası boyunca bir çıkıntı varsa veya bebeğin baş bölgesi alışılmışın dışında bir şekle sahip olmaya başladıysa mutlaka uzman bir hekime başvurmakta yarar vardır.

Bıngıldak kapanmazsa ne olur?

Bıngıldaklar genellikle 18 aylıkken kapanır. Arka bıngıldak daha önce genellikle doğumdan sonraki 2 ay içinde kapanır.

Bebeğinizin bıngıldaklarının çok erken kapandığını veya 18 aydır kapanmadığını düşünüyorsanız bebeği mutlaka uzman hekime göstermelisiniz.

Bebeklerde bıngıldak çökmesi?

Bebeklerin bıngıldağı neden çöker anneler tarafından merak edilen sorular arasındadır.

Bir bebeğin bıngıldak noktaları nispeten dayanıklı ve çok hafif olmak üzere içe doğru kıvrımlıdır. İçe doğru çok daha belirgin bir eğimle yer alan fontanel ise çökük kabul edilmekte ve acil müdahale gerektirmektedir.

Tedavisi çoğunlukla kolay olan bu durum, birkaç farklı sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.

Bu sebepler aşağıdaki gibidir:

  • Dehidrasyon: Vücudun, dışarıdan alınan sıvıdan çok daha fazlasını kaybettiği durumlarda gerçekleşmektedir. Bu su kaybının en yaygın nedeni terlemedir. Acil tıbbi durumlar arasında yer alan dehidrasyon durumunda mutlaka bebeğin gerekli tedaviyi alması gerekmektedir.
  • Kwashiorkor: Yetersiz protein alımına bağlı ortaya çıkan bu durum, beslenme bozuklukları nedeniyle görülebilmektedir. Özellikle anne sütünden kesilen bebeklerin dengeli protein alamaması sonucunda bu rahatsızlıkla karşılaşılabilir.

Gelişim bozuklukları: Standart büyüme parametrelerinin dışında gelişim geriliği gösteren bebeklerde de zaman zaman bebeğin bıngıldağı içeri çöktüğünü gözlemleyebilirsiniz.

  • Zehirli megakolon: Toksik megakolon olarak da bilinen ve nadir ortaya çıkan bu bağırsak hastalığı, kalın bağırsağın yaşamı tehdit edebilecek düzeyde genişlemesi ile kendisini göstermektedir. Acil tedavi gerektiren bu hastalık, genellikle inflamatuar bağırsak hastalığının bir komplikasyonudur.
  • Diabetes insipidus: Bilinen diyabetin bir şekli olmayan ve çok daha farklı sonuçlar doğuran bu hastalığa ise böbreklerin suyu koruyamadığı nadir durumlarda rastlanmaktadır.

Bıngıldak çökmesi tehlikeli midir?

Bıngıldak çökmesi evde tedavi edilemeyen ve mutlaka uzman bir hekim tarafından tedavisi planlanması gereken önemli bir durumdur.

Çökme söz konusu olduğunda öncelikle bebeğin fizik muayenesi yapılmakta ve bu süreçte de cilt elastikiyeti ile turgoru değerlendirilmektedir. Buna göre elastikiyetin zayıf olması, vücuttaki sıvı seviyelerinin de düşük olabileceğine işaret etmektedir.

Gözlerdeki ve ağızdaki nem miktarı ise bebeğin hidrasyon seviyesi hakkında ipuçları verebilir. Muayenenin devamında ise bebekteki probleme ait semptomlar hakkında ebeveynlere detaylı sorular sorulacaktır.

Bu noktada bebeğin yakın zamanda hasta olup olmadığı veya herhangi bir kusma ve ishal nöbeti geçirip geçirmediği oldukça önemlidir. Son zamanlarda bebeğin normalden daha fazla terleme şikayeti varsa, bu da yine uzman hekime bildirilmesi gereken bir konudur.

Muayenenin ardından tanıyı güçlendirmek amacıyla bazı testlere de başvurulabilir. Bunlar, kan ve idrar örneği almayı içermektedir.

Spesifik testler arasında yer alan tam kan sayımı, dehidrasyonla ortaya çıkabilen enfeksiyon veya anemiyi tespit etmek adına kırmızı ve beyaz kan hücrelerini ve diğer bileşenleri ölçmeyi mümkün hale getirmektedir.

İdrar tahlili ise dehidrasyonu gösterebilecek anormallikler için bir dizi kontrol testinin yapılmasını içermektedir. İhtiyaç halinde bu süreçte kapsamlı bir metabolik panel de uygulanabilir.

Bu kan analizi, vücuttaki çeşitli kimyasalların ne kadar iyi parçaladığını ve gıdayı kullandığını değerlendiren bir dizi testten oluşmaktadır. Bu sayede yetersiz beslenme tespiti de yapılabilir.

Bıngıldağın geç kapanması ne anlama gelir?

Bebeğin bıngıldakları birkaç nedenden dolayı zamanında kapanmayabilir. Gecikmiş bıngıldak kapanmasının yaygın nedenleri arasında konjenital hipotiroidizm olarak bilinen doğuştan düşük tiroid hormonları, Down sendromu, beyin içindeki basıncın artması, raşitizm ve kalıtsal makrosefali yer almaktadır.

Bıngıldakların birinin veya her ikisinin, bebeğin 2 yaşına kadar kapanmadığı durumlarda da mutlaka altta yatan nedenin araştırılması gerekmektedir.

Öyle ki ön fontanelin gecikmiş kapanması sıklıkla önemli hastalık antiteleri ile ilişkilidir. Bu aşamada artan kafa içi basınç, hipotiroidizm ve iskelet anomalileri sık görülen faktörlerdir.

Bebeklerde bıngıldak şişmesi nasıl tespit edilir?

Ebeveynlerin bir fontanelin nasıl göründüğünü ve nasıl hissettirdiğini anlaması önemlidir. Öyle ki doku veya görünümdeki değişiklikler ciddi sağlık sorunlarının işareti olabilir.

Bıngıldak şişmesi olarak tanımlanan durum da bu sağlık sorunlarından biridir. Şişkin bir fontanel, beyindeki şişmeye veya sıvı birikmesine işaret edebilmektedir. Bu aynı zamanda kafatasının içinde artan ve bebeğin gelişmekte olan beynine zarar verme ihtimali bulunan bir basınç belirtisi olabilir.

Bu semptoma sahip bir bebekte tanı konulabilmesi için bebeğin tıbbi geçmişi ve varsa kullandığı ilaçlar hekim tarafından incelenmektedir.

Ayrıca, şişliğin sabit olup olmadığı veya zaman zaman normal görünüp görünmediği de ayırıcı bir noktadır. Değerlendirmelerin ardından semptomlara bağlı olarak MR veya bilgisayarlı tomografiye başvurulabilir.

Bunun yanı sıra lomber ponksiyon veya spinal tab testlerinden de yararlanılabilir. Bu testler, bebekte sistemik hastalık veya enfeksiyon olup olmadığını kontrol etmek adına alt omurgadan beyin omurilik sıvısı örneği almayı içermektedir.

Bahsi geçen nedenlerin yanı sıra şişkin bir fontanel aşağıdaki gibi olası nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir:

  • Beyin tümörü veya apse oluşumu,
  • Bakteriyel bir enfeksiyon olan Lyme hastalığı,
  • Adrenal bezlerin yeterli hormon üretemediği durumlara bağlı olarak gelişen Addison hastalığı,
  • Kalbin yeterince kan pompalayamamasına bağlı olarak vücudun belli bölgelerinde kan ve sıvı birikmesi,
  • Kandaki sodyum ve potasyum gibi belirli kimyasalların seviyelerindeki dengesizliğe bağlı elektrolit bozukluğu,
  • Tiroidin normalden fazla hormon üretmesine bağlı gelişen hipertiroidizm,
  • Vücuttaki proteinlerin uygun biçimde parçalanmaması,
  • Kanda yeterli oksijenin yer alamaması,

Bebeğin bıngıldağı zarar görürse ne olur?

Yenidoğan bebekte bıngıldağın çapı 2-5 cm arasındadır. Bu bölgenin incinmesi her ne kadar kolay gibi gözükse de gerçekte bıngıldak o kadar da savunmasız değildir.

Yine de yanlışlıkla itilmesi veya fazla kuvvetle bastırılması durumunda bebeğin bıngıldağının zarar görmüş olabileceğinden endişe etmek ebeveynler arasında çok yaygındır.

Doğrudan penetrasyon, sert bir itme veya düşmeye ek olarak, bıngıldaklarda özellikle de ön bıngıldakta görülecek ve bazı işaretler bu noktada takip edilebilir.

Bunlar anormal uyku veya bulanık zihin, kusma, ateş yükselmesi, uzuvlarda anormal etkilenmeler, boyun sertliği ve nöbetler şeklindedir. Bu belirtiler birçok nedenden dolayı kafa iç basıncının arttığını gösterebilir.

Bebeklerde bıngıldak ultrasonu nasıl çekilir?

Kafa ultrasonu, beynin yapılarını incelemek için bebeğin fontanelinin taranmasını içermektedir. Bu prosedür oldukça güvenlidir ve annelerin hamilelik sırasında çektirdikleri detaylı ultrason ile benzeşir.

Bu sayede bebeğin herhangi bir radyasyona maruz kalmaması sağlanmış olur. Ultrasonda, bebeğin bıngıldağı üzerine dezenfekte edilmiş ultrason probu yerleştirilmektedir.

Tarama sırasında bebek, daha rahat hissetmesi açısından emzirilebilir. İşlem genellikle 10-15 dakika kadar sürmektedir. Sonuçlar ise aynı gün içerisinde veya prosedürden bir gün sonra alınabilir.