ayakta sigil

Ayakta çıkan siğil, vücudun bağışıklık sistemini yeniden güçlendirmesiyle birlikte genellikle 1-2 yıl içerisinde kendiliğinden kaybolabilmektedir.

Bununla birlikte, plantar siğiller yayılabileceğinden ve ağrıya neden olabileceğinden, hastaların mutlaka uzman bir hekim kontrolünde tedavi görmesi tavsiye edilmektedir. Plantar siğil tedavi seçenekleri şunları içerir:

1- Kriyoterapi: Siğilin dondurulmasının hedeflendiği bu yöntemde sıvı nitrojen veya argon gazı gibi bir madde kullanılmaktadır.

2- İmmünoterapi: Bağışıklık sisteminin HPV ile savaşmasına yardımcı olan bu yöntemde ise uygulanan difensipron (DCP), plantar siğili ortadan kaldıran hafif bir alerjik reaksiyona neden olur.

3- Lazer tedavisi: Siğil tedavilerinde sıklıkla kullanılan bu teknikte, siğilin içindeki minik kan damarlarını ısıtmak ve yok etmek için lazer ışını kullanılmaktadır.

4- Elektrokoter: Siğillerin yakılması için elektrik akımının kullanıldığı bir uygulamadır.

5- Topikal ilaç: Kimyasal cantharidin içeren sıvı bir ilacın kullanıldığı bu tedavide siğilin altındaki kan akışını kesecek bir kabarcığın oluşturulması hedeflenmektedir. Bu sayede beslenemeyen siğil yaklaşık bir hafta sonra çıkarılabilir.

6- Mikrodalga tedavisi: Bu sistemde mikrodalga enerjisi dokuya nüfus ederek bu bölgedeki siğil oluşumunun ısı ile ortadan kalkmasını sağlar.

7- Ameliyat: Bölgenin lokal anestezi ile uyuşturulmasının ardından siğili çıkarmak üzere cerrahi girişim de tercih edilebilir. Prosedürde ise siğilin etrafını kesmek için keskin bir cerrahi bıçak (neşter) ve çıkarmak için küçük bir kepçe (küret) veya cımbız kullanılacaktır.

Ayakta siğil nedir?

Ayak topuğunda, parmaklarda ve baskıya maruz kalan bölgelerde ayakta çıkan siğilleri, HPV virüsünün deri üzerinde bulunan bir çatlaktan içeri girmesi ile oluşan inatçı bir cilt problemidir.

Birçok çeşidi bulunan siğillerin ayak altında oluşmuş halleri ise plantar siğiller olarak da bilinen ayak tabanı siğilleri olarak adlandırılmaktadır.

Çoğunlukla tehlikeli bir durum olarak kabul edilmeyen siğiller hakkında endişe verici en büyük sorun ise bulaşıcı olmalarıdır. Bu da teşhisin ardından tedavi sürecinin oldukça dikkatli planlanması ve siğillerin kontrol altında tutulması gerekliliği anlamına gelmektedir.

Vücudun çoğu bölgesi için genel anlamda zararsız kabul edilen siğillerin oluşumu söz konusu olduğunda aslında hastaların rahatsızlık duyduğu konu birçok kez bölgedeki kötü görüntü olmaktadır.

Özellikle ayak parmakları arasında veya ayak tabanında oluşan siğiller, kişilerin özgüvenini doğrudan etkilemektedir. Kısa adıyla HPV olarak bilinen insan papilloma virüsünün neden olduğu bir problem olan ayakta çıkan siğil, cilt üzerinde görülen kabarık oluşumlarla kendini göstermektedir.

Özellikle 12 yaşın altındaki çocuklarda tedavi edilmeksizin kendiliğinden geçebilen siğiller için kişisel bakıma özen göstermek de oldukça önemlidir.

Bununla birlikte, aşağıdaki risk grubu kişilerin siğille karşılaşma olasılığının daha yüksek olduğunu söylemek de mümkündür:

  • Beyaz tenliler,
  • Çocuklar ve gençler,
  • Daha önce plantar siğil tedavisi görenler,
  • Siğil virüsü bulunma ihtimalinin yüksek olduğu alanlarda çıplak ayakla gezenler (Havuz kenarları, sauna ve benzeri alanlar da buna dahildir),
  • Bağışıklık sistemi zayıf olanlar veya halihazırda bir otoimmün hastalığı bulunanlar,
  • 65 yaş ve üzeri yetişkinler.

Öte yandan özellikle diyabet hastalarının genel ayak sağlıkları ve siğiller konusuna çok daha hassas yaklaşmaları da tavsiye edilmektedir.

Ayakta siğil neden çıkar?

Ayaktaki siğiller, bu bölgedeki derinin dış tabakasındaki HPV enfeksiyonundan kaynaklanmaktadır. Siğiller, HPV virüsünün ayağın altındaki küçük kesiklerden, çatlaklardan veya zayıf noktalardan girmesi sonucu gelişmektedir.

Tedavi edilmediği takdirde siğiller bulaşma eğilimi göstermektedir ve çocuklarda birkaç aydan 2 yıla kadar, yetişkinlerde ise birkaç yıl boyunca oluşum gösterebilmektedir.

Oldukça yaygın olan HPV virüsünün 100’dan fazla türü mevcuttur. Ancak bunlardan çok azı ayaklarda siğile neden olmaktadır.

Diğer HPV türleri ise çoğunlukla vücuttaki mukoza zarlarında siğil oluşumuna yol açmaktadır. Plantar siğiller ise kişilerin HPV’ye maruz kalmasının ardından 2 ila 6 ay içerisinde ortaya çıkmaktadır.

Belirtileri ise aşağıdakileri içermektedir:

  • Ayağın alt kısmında, genellikle ayak parmaklarının tabanında veya topukta beliren küçük ve kabarık oluşumlar,
  • Siğilin cilt içerisine büyümesi ile görülen nasır oluşumu,
  • Siğil tohumları olarak da adlandırılan küçük pıhtılaşmış kan damarlarının görülmesi,
  • Ayak tabanında bir dizi büyüme (mozaik siğiller),
  • Ayağın derisinde anormal ve kesik çizgiler oluşması veya orta alanda dairesel bir nokta görülmesi,
  • Ayakta durma ve yürüme esnasında hissedilen ağrı veya kanama.

Ayakta siğili nasıl bulaşır?

Aslında her insanın bağışıklık sisteminin HPV’ye farklı yanıt verdiğini söylemek mümkündür. Buna göre virüsle temas eden herkeste ayakta siğil oluşması gibi bir kural yoktur. Ancak büyük çoğunlukta oluşum meydana gelmektedir.

Plantar siğillere sebep olan virüs tipleri, doğrudan temas dışında farklı yollarla da bulaşabilmektedir. Buna göre cilt teması olmasa da ayakkabı, çorap ve havlu gibi eşyaların paylaşılması, ayak siğilinin bulaşmasına yol açabilmektedir.

Bununla birlikte HPV, özellikle sıcak veya ıslak alanlardaki enfekte olmuş yüzeyler yoluyla da yayılabilmektedir. Bu nedenle spor salonlarında, halka açık havuzlarda, saunada, buhar odalarında, hamamlarda ve benzeri alanlarda mutlaka uygun bir terlik veya ayakkabı kullanımı tercih edilmelidir.

Ayakta siğil türleri nelerdir?

Ayakta çıkan siğil için birkaç farklı seçenekten söz etmek mümkündür. Bununla birlikte her siğil türü vücudun farklı bölgelerinde oluşur ve farklı bir görünüme sahiptir. Ayak siğilini de içeren siğil türlerini ise şu şekilde açıklamak mümkün olabilir:

1- Yaygın siğiller: Çoğunlukla el ve ayak parmaklarında, gri bir renkte görülmektedir.

2- İpsi (filiform) siğiller: Ağız veya burun çevresinde ve bazen de boyun veya çene altında gelişen bu siğiller cilt ile aynı renktedir.

3- Periungual siğiller: El ve ayak tırnaklarında meydana gelen bu oluşumlar, tırnak yapısını bozabilmekte ve tırnağın uzamasını engelleyebilmektedir. Bunlar aynı zamanda ağrıya da neden olabilir.

4- Düz siğiller: Kollarda, uylukta ve yüz çevresinde bu tip siğillere rastlanabilir. Bunlar sarıya dönük, kahverengi veya pembe olabilir.

5- Plantar siğiller: Ayak tabanında oluşan bu siğil türü ise diğer siğillerin aksine içe doğru büyüme göstermektedir. Ayağın altındaki sertleşmiş ciltle çevrili küçük bir nokta olarak görünmekte ve hareket halindeyken rahatsızlığa sebep olmaktadır.

Ayak siğiline ne iyi gelir?

Ayakta siğil evde tedavisi için halk arasında bilinen geleneksel yöntemlerin (incir suyu, çay ağacı yağı, deniz tuzu kürü, diş macunu vb.) yanı sıra eczanelerde satılan siğil pedleri, kremler ve salik asit gibi çeşitli tıbbi seçenekler bulunmaktadır.

Ancak bu yöntemler ne yazık ki ayakta siğilin tamamen tedavi edilmesinde ve siğile neden olan durumun giderilmesinde etkili olamamaktadır. Bu nedenle siğil tedavisi için alanında uzman bir hekime başvurulması çok daha doğru bir adımdır.

Ayak siğili tehlikeli mi?

Günümüzde 100’den fazla türü olduğu kanıtlanan HPV virüsünün bazı tipleri el ve ayaklarda siğillere neden olurken, bazı türleri ise cinsel organların üzerinde veya çevresinde siğillere (genital siğil) neden olmaktadır.

Bununla birlikte ayak tabanlarındaki siğillerin çoğu ciddi bir sağlık sorunu oluşturmamaktadır. Öte yandan genital bölgede oluşan ve özellikle de rahim ağzında büyüme gösteren siğiller sağlık açısından tehdit edici olabilmektedir. Bu tip siğillerin, rahim ağzı kanserine dönüşme olasılıkları da yüksektir.

Ayak altında siğil tüm vücuda bulaşır mı?

Plantar siğiller tedavi edilmezse ayağın veya vücudun diğer bölgelerine hızla yayılabileceği gibi diğer insanlara da bulaşabilmektedir.

Bu siğiller, kişinin dokunması ile birlikte vücudun diğer bölgelerine kolaylıkla sıçrayabilir. Ayrıca uzun süre tedavi edilmeyen plantar siğiller, kişide ağrıya yol açmakta ve bu da ayakta durma, yürüme gibi günlük olağan aktivitelerde zorluk yaşanması ve doğal olarak da yaşam kalitesinin düşmesi anlamına gelmektedir.

İlerleyen zamanlarda ise siğilin neden olduğu duruş ve yürüyüş bozuklukları, kas veya eklem rahatsızlıklarına neden olabilmektedir.

Ayakta siğil kaşıntı yapar mı?

Sıklıkla ağrıya yol açan ayak siğilleri birçok hastada kaşıntı hissedilmesine de neden olabilmektedir. Bununla birlikte kaşıntı sonucunda siğillerin tahriş olması ve kanaması olasılığının da göz önünde bulundurulması gerekir.

Bu nedenle siğillere ellememek, söz konusu bölgeyi kaşımamak ve uzman hekim önerisi dışında herhangi bir müdahalede bulunmamak gerekir.

Ayak siğil bandı etkili olur mu?

Siğil bantları, plantar siğil katmanlarının çıkarılmasına yardımcı olabilmektedir. Bunların aslında koli bandı benzeri bir araç olduğu da bilinmektedir. İlerlememiş vakalarda siğil bandı kullanımı sonrasında bölgeye peeling uygulaması yapılabilir ve devamında siğil cımbızla çekilip çıkarılabilir.

Ancak bu süreçte bölgenin hijyeninin yeterli düzeyde sağlanması çok önemlidir.

Ayakta siğil kökü nasıl çıkarılır?

Siğil kökünün alınması işlemi mutlaka uzman bir doktor tarafından yapılmalıdır. Bunun için öncelikle çeşitli ilaç uygulamaları ile siğilin üst kısmının kurutulması gerekmektedir.

Sonrasında ise uygun bir araç yardımıyla siğilin kökü olan taban kısmı çıkarılabilecektir.

Bu noktada siğilin yayılmaması ve bölgede herhangi bir sebeple enfeksiyon oluşmaması adına hijyenik şartların tam olarak sağlandığına emin olmak gerekmektedir.